19 Haziran 2016 Pazar

Babaların gücü adına!

Küçük bir kız çocuğunun ilk ve tek aşkı, hiç ama hiç kuşkusuz, kollarında büyüdüğü, omuzlarında taşındığı, sırtında gezdirildiği, belki ayaklarında uyutulduğu, hatta dizlerinde oynatıldığı, en çok da kalbinde doyasıya yaşayıp onunla beraber kocaman olduğu, koca yürekli babasıdır.
İşte benim babam, o kocaman yüreğine ''dördücük'' evladını sığdırdı. Onların sevgileriyle, bizimle dolu kalbi zamanın ilerlediği her an daha da büyüyüp kocaman oluyor..

Bu benim blogumun ilk yayını. Belki senelerce sürecek, belki de kısa bir süreliğine devam edecek bir serüven aslında. Sizin için mesleklerimle ilgili bir yayını hazırlama aşamasındaydım. Ama tarih 19 Haziran 2016 olunca, her yerde ''Babalar Günü'' diye anılınca en azından bu küçük ilk'imi canım babama adayıp onunla başlamak istedim. Buradaki her cümle, her ilkini benimle yaşayan koca adama ilk göz ağrısından küçücük bir Babalar Günü hediyesi olsun..

Rabbimin ona bahşettiği 4 tane çiçeğe, meyveye, güneşe, ışığa, umuda... sahip. 
Canım babam ilk benim gözlerimi gördü. 20 sene öncesini hala o günkü heyecanla ve mutlulukla anlatır. Doğuma yetişme çabalarını, korkusunu, bekleyişindeki çaresizliği.. Kucağına aldığı ilk anı, saflığı, doğallığı.. Eğer yüzüne bakarsanız sağa doğru odaklanan, azıcık da dolan gözlerini fark edersiniz. Çaktırmaz tabi ama ardından belli belirsiz ''Ne çabuk geçti'' diye söylenip ''Benim kızım daha küçük canımm'' der. Bunu da o kocaman yüreğine bastıra bastıra kocaman sarılması izler. 

İlk bana 'Gel' diye seslendi, benim ellerimden tutup yürütmeye çalıştı. Ben yürüdükten sonra da -özellikle banyoya götürebilmek için- peşimden çokça koşması gerekti. Evet, peşimden koşmayı 20 senedir aynı azimle, hiç bıkmadan usanmadan devam ettiriyor.

Sonraları beni koltuk tepelerinden, kapı kirişlerinden omzuna almakla, yıkılan tuğlalardan, devrilen bisikletlerden kurtarmakla, düştüğümde kanayan dizlerimi üfleyip kucaklamakla geçti. Tabi ben bunları yaşarken yol arkadaşım, hayat yoldaşım kız kardeşim de bize eşlik eder vaziyetteydi. Düşünsenize, aralarında sadece 1 buçuk yaş var ve siz bu iki çocuğa aynı ilgi, sevgi ve şefkatle yaklaşıp ikisine de yetebiliyorsunuz. Babaların süper güçleri var sanırım!

Dünyanın en güzel yerlerinden biri annenizin koynu, diğeri de babanızın kollarıdır. İşte bence bu yüzden çocukların en sevdikleri yerdir anneyle babanın yatağı. İkisinin arasında sıkışıp uyumak.. İtiraf ediyorum ki, hala en çok huzur bulduğum yer olduğu için arada kaçamak yaparım :)

Sizin de okul hayatınız boyunca sizi hep destekleyen, güçlendiren bir Süperman'iniz varsa siz de benim gibi çok şanslısınız demektir. Çünkü okuma yazmayı ilk öğrendiğim anlardan matematiği yeni yeni kavradığım zamanlardan dahi hatırladığım öylesine sağlam hatıralar var ki Süperman'im hep baş rolde. Her sınav sonucuma beraber bakar, önce tebrik eder sonra da eksiklerimi görmemi sağlardı. İlk okuldaki sınavlar, ortaokuldaki denemeler, dershaneler.. derken lise tercihleri ve devamı.. Yaşam koçluğunu hiç bırakmadı. 

İlkokuldaki törenlerde okuduğum şiirlerden lisedeki tiyatro gösterilerime kadar nerdeyse hepsinde annem ve kardeşlerimle beraber hep seyircilerin arasında, bitişlerinde de yanımdaydı. Bana hep sıcacık sarıldı ve ''Çok güzeldi'' dedi. Bir babanın kızına verebileceği en güzel duygudur, ona sevildiğini hissettirmek. İşte benim babam 20 senenin her anında bana bunu sonuna kadar hissettirdi. Kızdırdığım ya da kızdırdığı, sinirlendirdiğim ya da sinirlendirdiği günlerde dahi sevgisi her şeyden üstteydi.

Eğer babanızın ilk kızıysanız bilirsiniz, hep bi derttaş olursunuz, hem anneye hem babaya. Ee evde onlardan sonra gelen en büyük kişi sizsiniz, mecburlar :) Tabi bunun da getirdiği anne babayla arkadaş olma ifadesi var. Evet, yeri geldiği zaman ona öyle yapmaması gerektiğini söyleyebilen veya 'Vaay koçum benim'' diye tebrik eden bir arkadaş olabiliyorsunuz. Benim böyle olmamın yanında, her zaman 24 yaş küçülüp benim yaşıma inen bir arkadaşınızın olduğunu bilmek de çok güzel. Çünkü bir kız çocuğu için (Evet babacım 20 yaşında da olsam 40 yaşında da olsam hep senin çocuğum kabul ediyorum :) ) babasının onun arkasında, hatta yanında olduğunu bilmesi dünyadaki her şeyden daha çok güven verir. Benim babam hayatımın her anında ''Seninle gurur duyuyorum'' diyerek yanımda oldu, oluyor, inşallah da olacak. Çünkü beni sen yetiştirdin babacım, çünkü annem ve sen bana bildiğiniz her şeyi öğrettiniz. Gurur duyuyorsan eğer bu benden çok sizin başarınızdır.

Hayatımın en önemli kararlarında babam benden daha çok düşünüp benden daha çok araştırıp benden daha çok kafa yorarak adım atmamı sağladı. Alan seçimlerimden, meslek ve üniversite seçimlerime kadar hep nerde nasıl daha iyi olur bunun hesabını yaptı. Fikir alışverişleriyle ben onu yendim, o da beni. Sonuç, ikimizi de mutlu eden, herkesi sevindiren yine yeniden ''hayırlı olan'' oldu, çok şükür. Babam beni hep dinledi, daha çok küçük bir çocukken karşısına alıp anlamasa bile söylediklerimi dinler benimle konuşurdu. Yavaş yavaş düzelen konuşmamla, en saçma konularda bile fikirlerimi söylememi istedi. Daha küçük yaşlarda konuşmaya alıştırıldığım için şimdi bu kadar konuşuyor olmamı yadırgamamak lazım dimi babacım? :)

Tüm bunları yaparken ardımda olan 3 kardeşimi de unutmamak lazım. Bakın bu adam ilklerini benimle yaşıyor olabilir ama; her seferinde, her birine, her şeye yeniden başlıyor. Ve yeniden başlarken, 12 sene geriden geliyor dahi olsa babalığın nasıl olduğunu hiç unutmuyor. Oynadığı oyunlarla, hepsinin dersleriyle ilgilenmekle, tekrar yaptığı üniversite araştırmalarıyla.. bize bunu her an yeniden kanıtlıyor. Zaman içerisinde roller değişebilir tabi, konuşması için ısrar etmek yerine oğluna susması için yalvarabilir, doğal :)
Az önce sanırım demiştim ama artık eminim. Babaların gerçekten süper güçleri var!

Eğer siz de her akşam yolunu gözlediğiniz bir adama sahipseniz, siz de evinize, yurdunuza gittiğiniz zaman onunla geçiremediğiniz zamana üzülüp sesini bikaç gün duymadığınızda özlüyorsanız, ve onun da benim babamınki gibi kocaman sevgi dolu bir yüreği varsa.. Lütfen şükredin. Eminim ki bu herkesin sahip olabildiği bir nimet değildir. Çok şükür ki, sana sahibim babacım, çok şükür ki benimsin, iyi ki benimsin..

Sevmeyi seninle öğrendim, benim de kendin gibi kocaman ve sevgiyle dolu bir kalbe sahip olmamı sağladın. Senin gibi olmak istedim, olduysam ne âla. Hatalar yaptım, yanımdaydın. Düştüm, yine yanımdaydın. ''Bu sefer yapamıyorum'' dedim, ''Dayan kızım, ben yanındayım'' dedin. İyi ki yanımdaydın. İyi ki yanımdasın. İyi ki varsın! Seni, annemi, kardeşlerimi kalbimin her hücresince dolu dolu seviyorum. Şükür sebebimsiniz.. 

Babalar günün kutlu olsun!


He bu arada, babaların gücü tüm çocuklarına yeter :)