Merr-haa-baaa!!
Haziran geldi, ben de geldim!
Hem de zorlu ve yorucu bir seneyi bitirip stajyer diyetisyen olup da geldim!
Zorlu ve yorucu olunca ekstra bir aktiviteye yetişemiyordum ve blogu açsam da sessiz bırakmaya mecbur kaldım. Şimdi artık burdayıım, pek de gitmeyi düşünmüyorum :')
Ramazan geldi hoş geldii hatta ilk haftası bile geçti. Eminim hepiniz mutlu mutlu iftar sofralarında, uykulu gözlerle sahur masalarında misler gibi yemeklerle çok mutlusunuzdur. İtirazım yok, insan sevdikleriyle yan yana olmalı, sevdikleriyle mutlu olmalı, yemeklerle de :) Ancaaakk.. Birkaç ipucuna ihtiyacınız olur diye, Ramazan sonrasında pişman olmayalım diyee ''benden günah gitti gerisini siz düşünün'' demek için yazayım dedim :D
Ramazan özel bir ay, 11 Ayın Sultanı.. Bu manevi olarak çokça hissediliyor. Sultanlara yakışır sofralar da bu ayda eşlik ediyor bizlere. Herkeste daha çok özen daha çok ilgi var yemeğe karşı. Bu hissettiğimiz manevi duyguları, karın ağrısı, şişliği, mide yanması, hazımsızlığı gibi rahatsızlıklarla kaybetmemek için yemeğe biraz daha dikkat edelim derim, siz ne dersiniz?
O zaman hadi başlayalım!
Normal bir günde nasıl ana öğünlerimiz ara öğünlerimiz varsa Ramazan'da da buna benzer bir şekilde yapıcaz beslenmemizi. Mesela İzmit'e göre söylersem yaklaşık 3 buçuktan 8 buçuğa kadar aç kalıyoruz. 17 saat oruçluyuz dersek bize beslenebileceğimiz 7 saat kalıyor. ''Feyza naptın 6 öğün yersek çatlarızz'' demeyin, sadece düzenliycez :)
Sahurumuz kahvaltımız olsun, dengeli, yeterli ve iftara göre daha yoğun. En güzeli yumurta mesela, mutlaka 1 tane olsun sizi tok tutsun derim. Haşlama yapabilirsiniz veya menemen de iyi bir tercih olabilir, ancak yağına dikkat edelim lütfen. Beyaz peynirimiz ve sütümüz de kalsiyumu eksik etmememiz açısından çok önemli, hem de protein dolayısıyla tok tutucu olur. Ekmeğimiz tam buğday olsun. 'Ama biz zayıflamak istemiyoruz ki' diyenler, tam buğday, kepek veya çavdar ekmeğini zayıflamak için değil içerdiği lif dolayısıyla sindirimimizi en önemlisi bağırsaklarımızı korusun diye tercih ediyoruz. Hem dee sindirilmek için vücudumuzda daha çok kalacağından daha fazla tok tutacaktır bu da aklınızda olsun. Beyaz ekmek çok çabuk sindirileceğinden kan şekerinizi de çabuk düşürebilir. Ama Ramazan pidesiz olmaz diyorsak 1 el büyüklüğünde tüketebilirsiniz. Lif demişken sahurda 1 porsiyon kadar meyve de tüketelim, muz veya şeftali posa miktarıyla tok tutmaya daha yardımcı olur. 5 adet zeytin de yiyebilirsiniz ama susatabilir, bir de bu zeytinin 1 tatlı kaşığı yağ ettiğini unutmayın, özellikle menemen yaptıysanız ve pide tercih ediyorsanız ;)
17 saat sonra iyice acıkmış bir şekilde yemek masasında beklerken her şeyi silip süpürme hayallerinize DUR deyin. Nefis terbiyesi de önemli bu noktada. Ezan sesiyle birlikte hızla yemek yemeye başlarsanız dur demiş olmazsınız, biraz YAVAŞ :)
Suyla hurmayla açtık orucumuzu, ardından bir kase de çorbamızı yedik.
Genelde doyduk deriz ama yemeye de devam ederiz. Ancak yazık midemize, kolay değil 17 saat çalışmadan boş boş durmak. Kendinizi düşünün uykudan uyandıktan sonra hızla ayağa kalkıp yürümeye başlarsanız gözünüz kararır yerde bulursunuz kendinizi, o yüzden ARA VERELİM. Bir nefeslenelim, arkaya yaslanalım, oyalanalım.. Masadan uzaklaşmak daha iyi bir fikir, zira 10-15 dk yemeden bakabileceğimizi sanmıyorum. Çocuklarla ilgilenebilir, akşam namazınızı kılabilirsiniz. Bir günü düşünürsek bu kısma kadar olanı Öğle Yemeği sayabiliriz.
Bu ara bize kan şekerimizin normale gelmesini ve ardından gelecek ana yemeği çokça yemememizi sağlar. Akşam yemeği sayacağımız kısma gelirsek, ana yemeğimizde gücümüzü kaybetmemek için günlük 3 köfte kadar olan proteinli gıdalar (et, tavuk, balık veya kurubaklagil) hakkımızı tüketirken yanında 6-8 yemek kaşığı sebze yemeğimizi ve bol salatamızı da yiyelim. Tam buğday unundan yapılmış ekmeğimizi de unutmayalım. Çünkü bunlar hep posa :)
Peki ille de bir tek Ramazan'da bulabildiğimiz pideyi istersek ne yapıyorduk? Sadece 1 el büyüklüğü, 1 pidenin yaklaşık sekizde biri.
Buraya kadar ana öğünlerimizi tamamladık, şimdi sırada ara öğünlerimiz var. Bence en çok bu kısımlar seviliyor, ama yine bence en çok buraya dikkat edilmeli. Çünkü yemek sonrası kendimizi hemen çay saatinde bulursak yemeğimizin ne anlamı kalır? Unutmayalım ki çayın içerisindeki fitatlar birçok mineralin özellikle demirin ve çinkonun emilimini azaltacaktır ve bizim dengeli bir öğün yaptığımızı düşündüğümüz halde minerallerden yararlanamamamıza neden olacaktır.
Bu yüzden, yemekten sonra en az 1 saat ara verelim, çayı da çok abartmayalım. Tercihimiz meyve ve yoğurttan yana olursa çok daha güzel olur.
1- 1,5 saat sonra ise tekrar bir ara öğün yapabiliriz.
''Feyza teravih nolucak?'' diyenler, çok da güzel olacak :) Zaten sizden iftardan sonra mutlaka yürüyüş yapmanızı isteyecektim, camiye yürüyerek gider gelirseniz mükemmel olur. Çıkışta da 2. ara öğün niyetine 2-3 top dondurma yiyebilirsiniz bence Ramazan'ın en tatlı olayı bu :) Dondurma demişken, sütlü tatlılara porsiyonu geçmeyecek kadar Devam diyebiliriz ama şerbetli tatlılara azıcık Tamam demek lazım. Yoksa camiye gidip gelirken yapılan yürüyüş çok da işe yaramayacak onun kalorisini yakmak için :)
Saat muhtemelen bu hesaba göre 11 buçuk civarı olmuştur, uykuyu da aksatmamak lazım. Sonuçta sabah erken kalkıp işe koyulacak, staja/okula gidecek veya çocukları uğurlayacaksınız. Bu yüzden sahura kadar uyumakta fayda var. Okulları tatil olan arkadaşlar, sizler de sahura kadar oturup sonrasında orucu uykuya tutturmayasınız, insana 7-8 saat uyku yetiyor fazlası da yağ, kilo, hastalık olarak geri geliyor haberiniz olsun :)
Aaaa en önemlisi, SU!!
Bu 7 saate en az 2 litre suyu sığdırmak zorundayız. Susasak da susamasak da! Çünkü susamayı vücudun verdiği bir tepki olarak düşünebiliriz, su öyle çok azalıyor ki vücut artık tepki veriyor. O tepki vermeden biz hep dolu tutsak sağlığımız için bir adım önde ilerliyor oluruz. Uyanık kaldığın her saat başı 1 bardak su içmek bunu kolaylaştıracaktır :)
Hayırlı Ramazanlaar :')